Selçuklu dönemi spor anlayışı, günümüzdeki rekabetçi sporlardan farklı olarak, daha çok askeri yeteneklerin geliştirilmesi ve fiziksel dayanıklılığın artırılmasına odaklanıyordu. At biniciliği, okçuluk, güreş ve cirit atma gibi aktiviteler, savaşta hayati önem taşıyan becerileri geliştirmek için yaygın olarak uygulanıyordu. Bu sporlar, yalnızca fiziksel gücü değil, aynı zamanda stratejik düşünme, dayanıklılık ve çeviklik gibi nitelikleri de geliştiriyordu. Spor malzemeleri, genellikle basit ve işlevseldi. Atlara özel eyerler, dizginler ve koşum takımları, at biniciliğinde önemliydi. Okçulukta ise yaylar, oklar ve hedefler kullanılıyordu. Güreş genellikle çıplak elle yapılıyordu, ancak bazen deri veya kumaştan yapılmış basit koruma ekipmanları da kullanılabiliyordu. Cirit atmada ise, sivri uçlu mızrak benzeri aletler kullanılıyordu. Malzemelerin kalitesi ve işçiliği, sporcunun sosyal statüsüne bağlı olarak değişkenlik gösteriyordu; zenginler daha iyi işlenmiş ve daha dayanıklı malzemeler kullanırken, sıradan insanlar daha basit ve ucuz ekipmanlarla yetiniyordu. Selçukluların spor anlayışının, askerî eğitimin önemli bir parçası olması, fiziksel ve zihinsel gelişimi bir arada hedeflediğini göstermektedir. Bu dönem spor ekipmanlarının sade ve işlevsel olması, günümüzün karmaşık spor teknolojilerinden oldukça farklı bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Araştırmacılar, Selçuklu dönemi kazılarında bulunan eserler sayesinde bu spor aletleri hakkında daha fazla bilgi edinmeye devam ediyor. Selçuklu sporu üzerine yapılan çalışmalar ve araştırmalar, günümüzde sınırlı olsa da, tarihi kaynaklar ve arkeolojik buluntular ışığında önemli bilgiler sunmaktadır. Orta Asya kökenli göçebe kültürünün etkisiyle atıcılık, güreş, cirit atma gibi beceri ve güç gerektiren spor dallarının Selçuklu döneminde yaygın olduğu bilinmektedir. Av hayvanlarının avlanması da önemli bir fiziksel aktivite olup, askeri eğitimin de bir parçasıydı. Selçuklu saraylarında düzenlenen at yarışları ve çeşitli oyunlar, sosyal yaşamın önemli bir bölümünü oluşturuyordu. Bunların yanı sıra, dönemin minyatürlerinde ve yazılı kaynaklarda görülen çeşitli spor ve oyunlar, Selçuklu toplumunun dinamik yapısını ve sportif aktivitelere verdiği önemi ortaya koymaktadır. Ancak bu konudaki akademik çalışmaların sayısı azdır ve daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Mevcut veriler, daha çok Selçuklu ordusunun askeri eğitimi ve savaş stratejileri bağlamında spor ve fiziksel yeteneklerin önemini vurgulamaktadır. Gelecekte yapılacak kazılar ve arşiv çalışmalarıyla, Selçuklu spor kültürü hakkında daha detaylı bilgilere ulaşılması beklenmektedir. Bu da hem tarihçiler hem de spor tarihçileri için önemli bir araştırma alanıdır.